Translate Turkish Arabic شديد الهبوب
Turkish
Arabic
related Results
- more ...
-
yel (n.)more ...
- more ...
- more ...
- more ...
- more ...
-
ciddi (adj.)more ...
-
sağlam (adj.)more ...
-
dinç (adj.)more ...
-
güçlü (adj.)more ...
-
kudretli (adj.)more ...
-
cırtlak (adj.)more ...
-
akut (adj.)more ...
-
bağlılık (n.)more ...
-
dangalak (adj.)more ...
-
شَديد {ج شِداد}more ...
- more ...
- more ...
-
duygulu (adj.)more ...
-
alıngan (adj.)more ...
-
atılgan (adj.)more ...
- more ...
-
cesaretli (adj.)more ...
- more ...
-
azgın (adj.)more ...
-
beklenmedik (adj.)more ...
-
dikkatle (adv.)more ...
- more ...
-
maalesef (adv.)more ...
- more ...
Examples
-
Süleyman ' a da fırtınayı ( boyun eğdirmiştik ) . Onun emriyle , içinde bereketler yarattığımız yere akıp giderdi .وسخَّرنا لسليمان الريح شديدة الهبوب تحمله ومَن معه ، تجري بأمره إلى أرض " بيت المقدس " بـ " الشام " التي باركنا فيها بالخيرات الكثيرة ، وقد أحاط علمنا بجميع الأشياء .
-
Süleyman için de , fırtına biçiminde esen rüzgara ( boyun eğdirdik ) ki , kendi emriyle , içinde bereketler kıldığımız yere akıp giderdi . Biz herşeyi bilenleriz .وسخَّرنا لسليمان الريح شديدة الهبوب تحمله ومَن معه ، تجري بأمره إلى أرض " بيت المقدس " بـ " الشام " التي باركنا فيها بالخيرات الكثيرة ، وقد أحاط علمنا بجميع الأشياء .
-
Bereketli kıldığımız yere doğru , Süleyman ' ın emriyle yürüyen şiddetli rüzgarı , onun buyruğuna verdik . Biz herşeyi biliyorduk .وسخَّرنا لسليمان الريح شديدة الهبوب تحمله ومَن معه ، تجري بأمره إلى أرض " بيت المقدس " بـ " الشام " التي باركنا فيها بالخيرات الكثيرة ، وقد أحاط علمنا بجميع الأشياء .
-
Ve Süleyman ' a kasırga gibi esen rüzgarı ram ettik , emriyle , kutladığımız yere esip giderdi ve biz her şeyi biliriz .وسخَّرنا لسليمان الريح شديدة الهبوب تحمله ومَن معه ، تجري بأمره إلى أرض " بيت المقدس " بـ " الشام " التي باركنا فيها بالخيرات الكثيرة ، وقد أحاط علمنا بجميع الأشياء .
-
Ve Süleyman ' a kasırgayı boyun eğdirdik . İçini bereketlerle doldurduğumuz toprağa doğru onun emriyle akıp giderdi .وسخَّرنا لسليمان الريح شديدة الهبوب تحمله ومَن معه ، تجري بأمره إلى أرض " بيت المقدس " بـ " الشام " التي باركنا فيها بالخيرات الكثيرة ، وقد أحاط علمنا بجميع الأشياء .
-
Süleyman ' ın emrine de kasırga ( gibi esen ) rüzgarı verdik ; onun emriyle içinde bereketler yarattığımız yere doğru eserdi . Biz herşeyi biliriz .وسخَّرنا لسليمان الريح شديدة الهبوب تحمله ومَن معه ، تجري بأمره إلى أرض " بيت المقدس " بـ " الشام " التي باركنا فيها بالخيرات الكثيرة ، وقد أحاط علمنا بجميع الأشياء .
-
Bereketli kıldığımız yere doğru , Süleyman ' ın emriyle yürüyen şiddetli rüzgarı , onun buyruğuna verdik . Biz her şeyi biliyorduk .وسخَّرنا لسليمان الريح شديدة الهبوب تحمله ومَن معه ، تجري بأمره إلى أرض " بيت المقدس " بـ " الشام " التي باركنا فيها بالخيرات الكثيرة ، وقد أحاط علمنا بجميع الأشياء .
-
Rüzgâr , onun emriyle kutlu beldeye doğru eserdi . Çünkü her şeyin gerçek mahiyetini Biz biliriz .وسخَّرنا لسليمان الريح شديدة الهبوب تحمله ومَن معه ، تجري بأمره إلى أرض " بيت المقدس " بـ " الشام " التي باركنا فيها بالخيرات الكثيرة ، وقد أحاط علمنا بجميع الأشياء .
-
Süleyman ' a da , bereketli kıldığımız topraklara doğru esen boranın kumandasını verdik . Biz her şeyi iyi biliriz .وسخَّرنا لسليمان الريح شديدة الهبوب تحمله ومَن معه ، تجري بأمره إلى أرض " بيت المقدس " بـ " الشام " التي باركنا فيها بالخيرات الكثيرة ، وقد أحاط علمنا بجميع الأشياء .
-
Sizi karada ve denizde yürüten O ' dur . Gemide olduğunuz zaman ( ı düşünün ) : Gemiler , içinde bulunanları hoş bir rüzgarla alıp götürdüğü , ve ( yolcular ) bununla sevindikleri sırada , birden gemiye , şiddetli bir kasırga gelip de , her yerden gelen dalgalar onları sardığı ve artık kendilerinin tamamen kuşatıldıklarını ( bir daha kurtulamayacaklarını ) sandıkları zaman , dini , yalnız Allah ' a halis kılarak O ' na şöyle yalvarmağa başlarlar : " Andolsun , eğer bizi bundan kurtarırsan , şükredenlerden olacağız .« هو الذي يسيركم » وفي قراءة ينشركم « في البر والبحر حتى إذا كنتم في الفلك » السفن « وجرين بهم بريح » وجرين فيه التفات عن الخطاب بريح طيبة » لينة « وفرحوا بها جاءتها ريح عاصف » شديد الهبوب تكسر كل شيء « وجاءهم الموج من كل مكان وظنوا أنهم أحيط بهم » أي أهلكوا « دعوا الله مخلصين له الدين » الدعاء « لئن » لام قسم « أنجيتنا من هذه » الأهوال « لنكونن من الشاكرين » الموحدين .